Corona Günlükleri/II

Yılın 97. günü
Karantinada 3. Hafta

Kendi kendisiyle hiç görüşmemiş, hiç tanışmamış olanlarınız var aramızda. Hani bu hayatta ancak koşunca yetişeceğini, bağırınca duyulacağını sananlar. Aynaya olmuş mu diye bakanlar. Dünyada ve kendi içinde “barış asla yoktur, savaşa hazırlık zamanları vardır” hakikatini işitmemiş hala zihninde, diğerlerinde, toplumda, dünyada eşitlik, huzur, özgürlük ve adalet arayanlar.

Yapılan çalışmalar, mutluluğun para ve satın alabildikleriyle % 10 (conditions of living), dünyaya bakış açısıyla (brain set point) % 40 ve başkalarının mutluluğu için çalışmakla (voluntary actions) %50 oranında sağlandığını veya sürdürülebilir olabildiğini göstermekte. İnsan mutluluğu, sağlığını, huzuru, başarıyı, adaleti ve itibarını ancak kaybettiğinde anlayabilen bir yaşam formudur, kaybettikten sonra arar bu konforu insan. Hakikat ise henüz bohçalıdır kendisine.

Hayata karşı tutumumuz, yaşadığımız toplumun ve zamanın ruhunu kavrama becerilerimize paralel olgunlaşır. Değerlerle süslenir, yararlılıkla geliştirilir, zamanla sınanır. Sonra yaş alırız, yetkinleşerek tercihlerimizle köleleşiriz. Önce ve kesin çevremizde belirlenen geçici bir hedefe bağlanırız sonra bir başarı fantezisiyle hayatımızı gün be gün, gündüz ve gece gıdım gıdım tüketiriz. Sanat bu yaşanan derinlerde hissedilen çaresizliğin, acının insani zorunlu dışa vurumudur. Bu farkındalığın, bu çelişkinin karşılanamaz, karşı durulamaz insan elinden çıkma piçidir tüm sanat ürünleri. Böyle oldu, oluyor, olacak. Bu kadar insani, derin ve hakiki olunca sanatçının çabası, yakın zamanda bir inanç sistemine evrilmemesi mümkün mü siz ce. Hiç sanmam. Sadece belli bir zaman ve insan bilincinde koşulların hazır olmadı meselesi. Görür müyüz, onu da sanmam.

Corona bize neler öğretti diye başlayan ıvır zıvırlar arasında ancak bir çocuk zihni masumiyeti ve gerçekçiliği ile görülebilecek bir diğer gerçek şu sıralama olabilir mi ?

Virüs (ün kendisi) kötü değildi, bizim direnme gücümüz zayıftı

Virüs virüs olmayı seçmedi, biz seçenekler arasında doğaya ve üzerindeki tüm korunmasız canlılara eziyet etmeyi seçtik

Virüs sadece yaşamak için varoldu, biz tüm yaşam formlarını zevk için tükettik

O halde, kötü, çirkin, zararlı ve tehlikeli olan insanoğludur, virüs değil

Tüm bu gerekçelerle tecrit edilmesi gereken de bu insan nesli olmalıydı, öyle de oldu.. gemi mi bekliyordunuz, Mehdi mi !

Karantinaya Corona virüs neden oldu biliniyor ancak gerçekte bunu gerçekleştiren coronal (en tepede herşeyi gören, sezen) insan aklıdır. Virüs kadar organize, onun kadar görünmez, basit, çalışkan ve kararlı olan, bizi baştan aşağı kesen coronal (dikey) akıl.

Corona bize bizi, bizimle gösterdi. İnsanın doğası gereği doğuştan (kutsallarda iddia edildiği gibi günahkar veya iyi değil) kötü ve savunmasız olduğunu, asla kendi haline bırakılmaması gerektiğini; zihinde kolaycılığın, yaşa göre (anne sütü, oyun, itibar, hırs ve başarı vb bağımlılıkların) keyif düşkünlüğünün zorlayıcı, öğretici bilinç evriminden çok daha hızlı ve baskın olduğunu bitmez örnekle ispatladı. Boş zihin tabletlerine çivi ile kazıdı.

İyi olanın (inançlar) doğru ile (bilim) olan kadim savaşını; hastalıkların, acıların, karanlığın, güzelliğin hatta yaşamın ta kendisinin bile geçici (konjonktürel) olduğunu, insanoğlunun her zaman “önemli olanı değerli olana yeğlediğini”, bu nedenle kolay kandırıldığını ve kandırılacağını gösterdi.

Mutluluğun için ne biriktiriyor ne tüketiyorsun (%10), neye inanıyorsun (%40), en önemlisi kime hizmet ediyorsun (%50). Kendi düşlerine mi, ihtiraslarına mı, doğaya, soluk alıp verdiğin ekosistememe mi, tekil kendinden menkul erdemlerine mi, insanlığa mı, put yaptığın tanrına mı, tanrı yaptığın putlarına mı. Bir kere olsun kolayı seçme, aritmetiği kullan.

Nedim Sarıfakıoğlu
06/04/2020