Estetik Cerrahide “Yeni” Trendlere “Farklı” Bir Bakış

Daha ince daha güzel olma, onaylanma ve beğenilme isteği, sosyal skalada kendine sürekli daha üst bir konum arayan günümüz insanının imaj algısında “vazgeçilmez” bir yer tutar. Bu talep, yıllık cirosu milyarlarca doları bulan kozmetik endüstrisinin dolayısıyla yeni teknolojilerin en önemli ve güçlü tetikleyicisidir.

Etkin ve güvenli sonucu, işine ve sosyal hayata en kısa sürede dönme şartıyla arayan bu talebi karşılayabilmek için sektörde içinde “yeni” kavramı geçen her başlığın oldukça yüksek bir çekiciliği bulunur.

Rekabetin körüğünde giderek alevlenen sektörde; “kozmetik iyileşmeye” hizmet eden ve sayıları her geçen gün artan tüm bu “yeni” cihaz, ürün ve tekniklerin ortak iddiaları; daha ucuz, uygun, kısa süreli ve kolay uygulanabilir oldukları. Sadece “Yeni” adına sorgulamadan bu tercihlerde bulunulması çoğu zaman yanlış, yetersiz, güvensiz tercihler ve istenmeyen sonuçları beraberinde getiriyor. Güvenliği, etkinliği kanıtlanmamış bu yöntemlerde elde edilen sonucun çoğu zaman size sağlayabileceği garantinin “para-lifting” veya “cüzdanektomi” olmaması için yeni yılda sizi daha dikkati olmaya davet ediyorum.

Şimdi yeni bir yıla girerken son zamanlarda trend olan uygulamaları bu açıdan gelin kısaca beraber değerlendirelim:

1.  Yağ veya dolgu ile Meme büyütme:

Doğal ve bıçaksız bir teknik olarak son yıllarda dikkat çeken bir uygulamadır. Yapılan çalışmalar, memelere yağ enjeksiyonu ile sağlanan “büyümenin” en fazla bir beden kadar olabileceğini, memelere yapılan yağ dolgularının büyük bölümünde aylar içinde orantısız hacim kayıplarıyla karşılaşılabilineceğini göstermekte. Bunun sonucunda memelerde asimetri, çekilmeler, ele gelen şişkin sert kitlelerle karşılaşılabilineceği gibi, memeye verilen yağ ile taşınan kök hücrelerin memede “kanser hücrelerini tetiklemesi” riski de bulunur. Memelere yapılan dolgu malzemelerinde de travmatik etki ile kanser tetiklenebilir. Hacim kaybı, yer değiştirme ve asimetrinin neden olduğu “tekrarlanan düzeltici girişimler” bu uygulamaların doğal sürecinde kolaylıkla karşılaşabilinecek klinik sorunlardır.

2. PRP ile yüz yenileme:

Kendi kanınızdan alınan büyüme faktörleri içeren hücrelerin tekrar size verilmesi yöntemi olan bu uygulamada elde edilen sonuç, sadece cildinize kan hücreleri enjeksiyonu yapılması değil bundan bağımsız olarak “nasıl” verildiği ile de ilgilidir. Kişiden kişiye ve beklentiye göre değişen sonuçları etkileyen bir diğer faktör de hastanın travmaya karşı iyileşme kapasitesinde gizlidir. Tekniğin, kişinin iyileşme beklentisine göre ve cilt tipine göre belirlenmesi gerekir. Etkinliğin kalıcılığı hastanın yaşam tarzı, güneşle olan irtibatı ve yılda bir kez yapılması tekrarlanması ile yakından ilgilidir.

3. Kök Hücre ile Yüz germe-yenileme:

Yağ dokularının bol miktarda kök hücre olduğunun anlaşılmasıyla medyada son zamanlarda dikkat çeken bir uygulamadır. Yüze kök hücre naklinin ciltte de iyileşme sağlaması yanında hacim eksikliklerini de gidermesi tekniğin birçok plastik cerrah arasında yüz germeye alternatif bir yöntem olarak anılmasına neden oldu. Uygulama sektörde ışıltılı, bilim arenasında sönük bir teknik olarak kabul edilmektedir. Etkinin tam olarak elde edilebilmesi için hangi miktarda ve hangi sıklıkla tekrarlanması gerektiği değişkendir. Yağ hacim kaybı belli oranda kaçınılmaz olup sonuçlar kişiye göre değişkenlik gösterebilir. FDA onayı bulunmamaktadır.

4. Dolgu ile dudak büyütme:

Her dolgu maddesi dudakta kullanılamaz. Dudak dolgusunda seçici davranılmayan bir çok hastada ele gelen, dile temas eden hatta dışarıdan gözlenen nodüller, kistler, şişlikler ve neden oldukları asimetri ile kontur düzensizliği oluşabilir. Giderek artan bir oranda trend olan dudak dolgusu veya kontur belirginleştirme uygulamaları için onaylı, test edilmiş, etkinliği garanti olan Hyaluronik Asit (HA) türevi dolgular tercih edilmelidir.

5. Lazerle yağ emme (Liposakşın):

Mekanik kol gücüyle uygulanan yöntemin yerine son yıllarda kullanılmaya başlayan bir tekniktir. Adı içinde geçen lazer kelimesi işlemin teknolojik bir yenilik olarak algılanmasını sağlar. Bununla beraber, yan etkileri (yanık, iz, doku sertleşmesi, uzun süren ağrılar vb.) az olmayan bir tekniktir. Uygulandığı bölgede cildi sıkılaştırması ve işlem sonrası fazla morarmaya neden olmaması avantajdır. Lazerle yağ şekillendirme, tecrübesiz kişilerin elinde el bombasıyla heykel yapmaya benzetilir. Güçlendirilmiş (powered) başlığı ile kol hareketine neden olmadan çalışan liposakşın kanülleri de bulunur. Uygulamalarda sonuç uzmanlık bilgisi, deneyim ve dokuya saygı ile şekillenir.

6. USG ile Yüz-Boyun germe:

FDA onaylı bir yüz yenileme ürünüdür. 50 yaş sonrası kaş düşüklüğü, kırışıklık ve hacim kayıplarının yerine konması için geliştirilmiş olup uygulamada en dikkat çeken özellik işlemin ne kadar yüzeyel anestetik krem kullanılırsa kullanılsın yinede “ağrılı” bir işlem olmasıdır. Ağrıya neden olmadan düşük frekanslarda maksimum etkiyi sağlayan yeni bir versiyonuna ihtiyaç duyulmakta.

7. Kol germe (Brakioplasti):

Deri sarkmasının belirgin olduğu olgularda, koltuk altından dirseğe kadar en az 15-20 cm.lik bir kesi ve ize neden olması, işlem sırasında sinir zedelenme riski dikkat edilmesi gereken en önemli yan etkilerdir. Kol germe operasyonunu en sık ve yaygın oranda tercih eden hasta grubu, yazın kolsuz kıyafet giymek isteyen kişiler değil obesite (şişmanlık) cerrahisi sonrası aşırı kilo kaybına bağlı kollarında kanat tarzı deri sarkmaları olan hastalar oluşturur. O gruba giren hastalar için trend ve oldukça tatmin edici bir uygulamadır.

8. Kalça büyütme:

Bu amaçla yağ enjeksiyonundan, dolgu malzemelerinden veya silikon kalça protezlerinden yararlanılıyor. Veriler, protezle kalça büyütmesi uygulanan hastaların 1/4 ünde ikinci bir düzeltme veya değiştirme operasyonuna ihtiyaç duyulduğunu bildirmekte. Bu bölgenin büyütülmesi için tekrarlayan tek seansla sonlanmayan yağ enjeksiyonlarıyla başarılı sonuçlar bildirilmekte. Anatomik olarak kalçalarda protezi alacak bir cep olmadığı için hareket yatma ve oturmaya bağlı protezlerde sık “yer değiştirme” ile karşılaşılabilinir.

9. Hızla yağ eriten lokal uygulamalar:

Özellikle basenler ve karın çevresinde yerleşmiş yağların hızlı, kolay ve acısız eritilmesini iddia eden, soğutarak veya yağları kırarak (?) çalışan tüm zayıflama cihazlarının etkinliği, vücutta kalp damar böbrek dengesi üzerinde zorlayıcı bir baskı oluşturabilirler.

Etkinlik, çok seanslı uygulamayı şart koşar. Uygulamaya son verilmesinden hemen sonrasında bozulan dengesini sağlayabilmek için harekete geçen vücut, kaybedilen (yağ) ve hormon metabolizmasını yeniden yerine koymak için bu kez süreci tersine işleterek size kaybettiklerinizi zaman içinde mutlaka geri kazandırır.

Kalıcı olarak değil, fizyolojik olarak azalan yağ kütleleri üzerindeki sarkan deriye ise çare tekrar bu bölgelerin yağ dokuları ile dolmasını beklemektir. Halk arasında kolay, anestezisiz, kısa süreli oldukları için oldukça trend olan bu geçici uygulamaların “lipektomi” (yağ kaybı) yerine “cüzdanektomi” yapmamaları için dikkat diyoruz. Uygulamanın, olmayan bir “medikal estetik uzmanlığı” üzerinden yapılması olayın bir başka dikkat edilmesi v her zaman “uyanık” olmanız gereken diğer önemli tarafı.

10. Ayak Estetiği v Mimarisi:

Giderek artan bir oranda yapılan ayak bileği ve parmak şekillendirme girişimleridir. Dost başa düşman ayağa bakar sözünün yerini artık erkeklerde en başta gelen fetiş (takıntı) objesi olan ayak v ayak bileği estetiği gerçeği almıştır.

Modacıların tarih içinde ortak amacı, kadını en belirgin olarak temsil eden ayak v ayak bileğini en iyi taşıyacak ayakkabıları tasarlamak olmuştur. Günümüzde bazı imaj koçları, kişinin tercih ettiği v ayağında sergilediği ayakkabıya “kültür v toplumsal statü göstergesi” anlamını yüklemektedir. Ayak v bilek estetiği bu derecede önemli bu seviyede dikkat edilen bir organımızdır.

En sık yapılan Ayak estetiği girişimleri arasında, Bileğin inceltilmesi vy dolgu ile doldurularak şekillendirilmesi, baş parmaktaki şekil bozukluğu (Halluks valgus), nasır, Kemik çıkıntılar, uzun v gaga şeklinde ayak parmakları, ayak kavsini ve eğimini bozan kontur bozuklukları ile travmatik (kırık, yanık, ameliyata bağlı) yara izleri sayılabilir.

Dikkat edilmesi gereken en önemli konu, vücut ağırlığını taşıyan alanlara asla müdahale edilmemesi v işlevsel bir soruna neden olmamakla beraber şeker veya damar hastalığı olanlarda v özellikle sigara içenlerde yara iyileşmesinin sorunlu olabileceği düşünülerek; hastalara gerçekçi, zarar vermeyen, güvenilir, kalıcı v elbette estetik beklentileri de tatmin eden çözümler sunmaktır. Çözüm için sanırım doğru adresin plastik cerrahi nosyonu olan bir “uzmana” gitmeniz olduğunu hatırlatmama gerek yok.

11. Genital Estetik Uygulamaları:

Zaman ve yaşla değişim gösteren genital organ ve dokularda, cilt yenilemeleri, tazeleme, renk açmaya yönelik işlemlerle beraber, vajen sıkılaştırma, klitoris şekillendirme, iç-dış dudak küçültme veya belirginleştirme, pubik bölgenin gerilmesi, askılama vb. giderek artan talepler listesi olarak 2014 de en trend uygulamaların başında gelmekte. Tüm uygulamaların anestezi gerektirmeden hemen işe dönme kolaylığı taşıması, bu girişimlerin giderek artan sıklıkla tercih edilme nedenleri arasında sayılabilir.

Estetik ve/veya cerrahi uygulamaların hemen her zaman kişiye özel, hastanın özellik ve beklentilerine özgü, cilt tipine ve dokusuna saygılı, beraberinde yapılan işlemi koruyucu veya tamamlayıcı öneri ve ürünlerle tamamlanması gerekir.

Sağlıklı, ruhunuz ve bedeninizle uyumlu bir güzelliğe ulaşmanız ve bunun kalıcı olması dileğiyle.

Dr. Nedim Sarıfakıoğlu

Plastik Cerrah, Doçent