Plastik Cerrahi Öncesi ve Sonrası Fotoğraf Paylaşımı
Bildiğiniz gibi çalışma ilkelerimiz gereği estetik cerrahi hastalarımızla ve özellikle öncesi/sonrası ameliyat fotoğrafları paylaşmıyoruz.
Gerekçe olarak, iletilen fotoğraf ile verilmek istenen mesajın bir standardı olamayacağı. Ancak öyle algılanabileceği gerekçesi ile sizlere olan özen borcu.
Bir adım ötesinde, cep telefonu üzerinden bir mesaj yazarken veya yazılı bir mesajı okurken eksik/yanlış değerlendirmeler yapılabildiğini de çok iyi biliyorsunuzdur.
Bu konuda önemli v yararlı bulduğum bir derlemeyi paylaşıyorum. Yazışma ve okumalarda (özellikle tıbbi bilgileri algılamada) hatalara düşmemek için bu maddelerin tamamını okumanızı rica ediyorum.
Olayları (obje, ifade, yazı ve kişileri) oldukları gibi değil, olduğumuz gibi algılarız !
Kant
7 Bilişsel Çarpıtma
Bilişsel Çarpıtmalar, yanlış varsayımlara ve yanlış anlamlara yol açan düşünme konusundaki hataları ifade eder. Bilişsel tedaviyi bulan Aaron T. Beck, duygusal güçlükler yaşayan kişilerin objektif gerçekliği çarpıtan karakteristik mantıksal hatalar yapma eğiliminde olduğuna inanmaktadır. Aaron T. Beck bu konuda 7 bilişsel çarpıtma durumunu öne sürmüştür.
1) Keyif çıkarsama destekleyici ve ilgili bilgiler/kanıt olmadan sonuç çıkarmayı ifade eder. Bu durum, felaketi veya çoğu zaman mutlak en kötü senaryoyu ve sonuçları düşünmeyi içerir. Örneğin; bir inancı/düşünceyi destekleyecek gerçek bilgiler olmadan bir kişinin sizi sevmediğine, sizden hoşlanmadığına inanılması
2) Seçici soyutlama, olayları bağlamından kopartarak sadece bir detaya odaklanarak sonuçlar çıkarmayı ifade eder. Bu durum, içeriğin veya diğer ilgili ayrıntıların dikkate alınmamasını, ihmal edilmesini içerir. Örneğin; Sınavın notlara sadece %3 etkisi olmasına rağmen ve dersten hala başarılı olarak geçme imkanınız olmasına rağmen, bir sınavda başarısız olmanız ve bu sınavın sizin tüm notlarınıza veya derslerinize olumsuz etkileyeceğine inanmanız.
3) Aşırı genelleme, tek bir olaya dayanarak aşırı inançlara sahip olmak ve bu inançları benzer olmayan, farklı olaylara uygunsuz şekilde uygulama sürecidir. Bu durum, diğer olayları genelleştirme dışında, bir nevi seçici soyutlama gibidir. Örneğin; sınavdan başarısız olduktan sonra, diğer tüm derslerin sınavlarından başarısız olacağınızı düşünürsünüz. Bir diğer örnek ise, bir dinleyici kitlesine/topluluğa konuşma yaparken kendinizi utandıracağınız bir duruma düşürdüğünüzde, bundan sonra yapacağınız diğer konuşmalarda da bu durumu sürekli yaşayacağınızı düşünürsünüz.
4) Büyütme ve küçültme, bir olayı veya durumu, gerçeğinden/olması gerektiğinden daha büyük veya daha küçük değerde algılanmasıdır. Büyütmeye bir örnek olarak, küçük bir hata yaptığınızda, gerçekten çok büyük bir hata yaptığınızı düşünmenizdir. Küçültmeye bir örnek olarak, %25 değerindeki bir sınavdan başarısız olmanız durumunda, bu sınavın notlarınıza etki etmeyeceğini düşünmenizdir.
5) Kişiselleştirme, olaylarla herhangi bir alakaları veya bağlantıları olmamalarına rağmen, bireylerin kendileriyle ilgili olmayan olaylarla kendilerini ilişkilendirme eğilimidir. Örneğin; yapmadığınız bir şey için kendinizi suçlamanız gibi.
6) Etiketleme ve yanlış etiketleme, bir kişinin kimliğini/karakterini geçmişte yaptığı kusurlar ve hatalara dayanarak betimlemek/değerlendirmek, ve bu şekilde birinin gerçek kimliğini/karakterini tanımlamasını içerir. Örneğin; geçmişte perişan oldunuz veya bir şeyi berbat ettiniz diye, şimdi kötü bir insan olduğunuzu düşünmeniz gibi.
7) İkili düşünme, bireylerin deneyimleri veya olayları hep ya da hiç algoritmasına, hep ya da hiç biçiminde sınıflandırmalarını içerir. Olayların ve deneyimlerin iki uç bağlamda değerlendirilmesi söz konusudur. Olayların siyaha veya beyaz olarak etiketlendiği bir tür kutuplaşmış düşüncedir. Örneğin, insanların ya iyi ya da kötü olduğunu düşünmeniz gibi.
