Whatsapp

0312 284 86 76 0544 847 28 47

tepe-prime-logo
Home / Genel  / Çene Estetiği – Çene Ucu Estetiği

Bize Ulaşın

    Adınız (*)

    Epostanız (*)

    Telefon (*)

    Mesajınız

    Çene Estetiği – Çene Ucu Estetiği

    çene ve çene ucu estetiği ameliyatıÇene Estetiği / Çene Ucu Estetiği Gerektiren
    Problemler ve Sebepleri Nelerdir?

    Estetik hoş bir yüz; güç, kişiye özgü ifade, simetri ve denge üzerine odaklı algılanır. Belirgin, projeksiyonu dengeli bir çene ve devamında çene hattı, kısaca yüzün alt üçte birinin yeniden şekillendirilmesi estetik cerrahide sağladığı imaj dönüşümü bağlamında önemli bir rol oynar. 

    Çene büyütme işlemi dolgu ile enjeksiyonlar, implantasyon veya osseöz genioplasti ile gerçekleştirilebilir. En iyi yöntemin seçimi, sorun veya deformitenin türü ve boyutuna dayanır. 

    Çene, yüz estetiğinin denge ve imajı için ana bileşenlerden biridir. Pozisyon, boyut ve şekli, hasta muayene sırasında detaylıca değerlendirilmelidir. Estetik amaçlı çene cerrahi uygulamaları genellikle yüzde daha estetik bir denge ve uyumu elde etmek ve yüz germe veya rinoplasti hastalarında görünümde bütünsel imajı tamamlayıcı işlemler olarak birlikte gerçekleştirilebilir. 

    Estetik amaçlı çene büyütme, 1900’lerin ortalarından beri mevcut olsa da, teknik ve implant gelişmeleri mandibular büyümeyi popüler hale getirmiştir. Maliyet, operasyon süresi ve estetik sonuçlar açısından bir değer açısından, implant büyütme hem hastaya hem de cerraha son derece faydalı olabilir. Bu nedenle, implantla çene büyütme plastik cerrahide hızla yükselen trendlerden biri olmuştur. Özellikle, alloplastik büyütme küçük çene (mikrogenia) gibi durumlar için giderek daha fazla kullanılmakta olup, daha az invaziv bir cerrahiyi tercih eden kompleks küçük çene problemi ve maloklüzyonu olan hastalarda bile tercih edilebilmektedir. Bununla birlikte ısırım (oklüzyon) bozukluğu olan kişilerin ortognatik çene cerrahisi konsültasyonundan geçmeleri gerekir.  

    Çene Estetiğinde İlgili Anatomi ve Değerlendirme

    Mandibula, alt yüzün projeksiyonunu belirleyen çerçevedir. Değerlendirme, mentumu dikey (üst-alt), yatay (ön-arka [AP]) ve enine boyutların analizini içermelidir. Yatay planda burun kökü nasion’dan geçen dikey (vertikal) çizgi, önde alt dudak belirginliğini veren (vermillion) ile ve alt çenenin en önde olan noktasıyla (pogonion) aynı düzlemde veya en fazla < 3mm gerisinde olmalıdır. Çene dudak birleşim oluğu (labiomental sulkus) bu dikey çizginin 4 mm gerisinde, çene boyun açısı 105-120 derece arasında idealdir.

    Mentum veya çene, mandibulanın en önde ve en belirgin kısmıdır. Mandibulanın yüksekliği ve büyüklüğü hasta yaşına, diş dizisine ve bireysel fiziksel özelliklere göre değişir. İlerleyen yaş, sık ve uzun süreli diş sıkma (bruksizm) ve diş kayıpları ile alt çene mandibula, kemik emilimi süreciyle atrofiye uğrar, yani küçülür.

    Mental kas, çene ucu dokuları ve alt dudak tabanını yükseltme ve hareket ettirme konusunda rol alır. Bu kasın uçları, çenede alt dudak gerilmesi veya yaşlanmanın bir sonucu olarak bazı hastalarda görülen portakal kabuğu görünümünü oluşturur.

    Mentumun diğer kasları, depressor labii inferioris ve depressor anguli oris’tir. Depressor labii inferioris, alt dudağın aşağı hareketinden (gülümserken alt diş görünümünden) sorumludur. Bu kasa yanlışlıkla botoks injekte edilmesi dudak köşelerini aşağı çekerek kişide üzüntülü bir görünüm oluşturur.

    Çene Estetiği İlk Muayene

    Bazı hastalar doğal olarak yüz estetiğinde çenelerinin rolünün farkında değillerdir. Rinoplasti adayları genellikle çıkıntılı veya küçük ve geride bir çenenin neden olduğu burun algısına dikkat etmezler. Ancak, bazı hastalar çeneyi ana sorun olarak görebilir ve “Çenem zayıf,” “Çenem yüzüm için çok küçük, geride” veya “Çenem yüzüme göre çok büyük”, “Çenem çok erkeksi/feminen”, “ Çenem çok belirsiz” gibi yorumlar yapabilirler.

    Çene muayenesi üst, orta ve alt yüzün değerlendirildiği tam bir yüz muayenesi ile başlar. Özellikle yüz özellikleri arasındaki ilişkiye, özellikle burna ve çeneye ama aynı zamanda alın, yanaklar, üst çene maksilaya, elmacık kemiklerine, dudak boyutuna ve boyun ile çene/boyun çizgisine (jawline) özel dikkat gösterilir.

    Diş yapıları incelenir ve oklüzyon sınıfı (I, II veya III) oklüzyon (ısırım paterni) düzlemi ile beraber not edilir. Çene cerrahisi değerlendirilirken ve planlanırken sefalometri her hasta için gerekli olmasa bile yüz asimetrilerinde olduğu gibi bazı hasta grupları için mutlaka istenmelidir. Sağ ve sol yüz asimetrisi düşünüldüğünden çok daha sık gözlenir. Burun kanatları ve kaşların yatay düzlemde saptanan eşitsizlikleri üst ve orta yüz asimetrilerini gösteren bilinen en önemli göstergelerdir. Profil ve arkadan bakıldığında dikkat çeken elmacık kemikleri arasındaki yükselti (projeksiyon) farklılıkları, yüz asimetrisi lehine bulgular olabilir. İki kaş arasında, burunda kolumella ve üst ön dişler arasından geçen çizgi mentum orta hattan boyuna kadar ilerletildiğinde bu dikey planda gözlenen asimetri ve yapısal farklılıklar yine asimetri lehine değerlendirilir.

    Planlama ve Görüntüleme

    Hastanın beklenti analizi ve tıbbi değerlendirmesinden sonra, gerekiyorsa görüntüleme incelemesine geçilir. Önemli ışırım (oklüzal) anormalliklere sahip hastalar için kapsamlı maksillofasysl tek veya çift çene cerrahisi (örneğin, bilateral sagittal split osteotomi veya Le Fort osteotomi) gerekebilir. Bu durumlarda, doğru planlama için sefalogram ve diş izlenimleri gereklidir. Maksillofasyal ve Ortagnatik cerrahi girişimleri bu yazının kapsamı dışında tutulacaktır.

    Diş yapısı normal ise, bir sefalogram gerekli değildir fakat (örneğin, kaydırma genioplasti) yapılacaksa faydalı olabilir. Dijital görüntüleme bazı hastalarda planlamaya yardımcı olabilir. Kullanıcının fotoğrafları “morfoloji” yapabilmesini sağlayan birkaç dijital görüntüleme sistemi mevcuttur. Temelde istenen prosedürü taklit ederek cerrahın planlanmış sonucu görselleştirmesine ve hastaya cerrahi işlemin yapabileceği şeylere ve yapamayacağı şeyler hakkında bir tahmin sunmasına yardımcı olabilir.

    Bu dijital görüntüleme her zaman hastanın geri bildirimlerinin alındığı bir ortamda yapılır. Daha önce düşünmediği sonuçları görmelerine ve onlar hakkında soru sormalarına yardımcı olabilir. Özellikle çene ameliyatı isteyen bir hastanın, yan profili görüntülendiğinde çene ameliyatını artık düşünmediği durumlar bile söz konusu olabilir. Bu amaçla cep telefonlarının gelişmiş fotoğraf çekme özelliklerinden veya farklı açı ve ışık altında ön yan üst ve oblik fotoğraflama ile hasta görerek bilgilendirilebilir.

    İki noktada dikkatinizi çekmek isterim. İlki cep telefon kameralarındaki odaklı çekimlerde çevre dokularının ortalama % 30 daha büyük gösterildiği ve dijital görüntüleme yardımıyla gerçekleştirilen öncesi sonrası fotoğraflar arasında yine aynı yüzdeyle yanlış sonuçlar elde edilebilmesidir. Yara iyileşmesine maruz kalacak her kişinin iyileşme süre ve kapasitesi, yaş ve doku özellikleri ameliyat sonucuna etki eden değişken parametrelerdir. Bunu dikkate almayan hiçbir artırılmış gerçeklik öncesi/sonrası görüntüleme uygulamasını ciddiye almıyorum. Klasik fotğraflama bu konuda en az yanlış sonuç veren, gerçek, güvenli anlatım sağlayan ve hasta için öngörü aparatıdır.

    Çene Estetiğinde Kadın / Erkek Farklılıkları

    Çene ameliyatının değerlendirme ve planlama aşamalarında cinsiyete dayalı farklılıklar göz önünde bulundurulması şarttır. Estetik bağlamda ideal olan kadın çenesi daha yumuşak, oval, yuvarlak bir yapıya sahipken erkeğin çenesi daha kare ve köşeli bir görünüme sahiptir. Kadının çenesi genellikle daha küçük ve öne doğru daha az çıkıntı yapar. Kadında büyük bir çene, maskülen bir imaj verir. Erkekler için durum tam tersidir; bir çene implantının veya uygulanan dolguların boyutu ve miktarı muhtemelen göz önünde bulundurulması gereken en önemli faktördür; ancak cinsiyete gelince, bir implantın genişliği ve boyutları mutlaka dikkate alınmalıdır.

    Çene Estetiğinde Uygun Tedavi Seçimi

    Hastalar genellikle çenelerinin büyütülmesini veya küçültülmesini, asimetrilerin düzeltilmesini, yüzü kısa gösteren çene küçüklüğü için çene uzatılmasını veya profilden küçük ve geride olan çenelerinin daha büyük ve önde olmasını isterler. Çene büyütme ameliyatlarında cerrahın ameliyat yerine (mentuma) erişim insizyonunu ve yapılacak genioplasti türünü planlaması gerekir. İki çeşit insizyon kullanılmaktadır: ağız içinden (intraoral) ve submental bölgeden yani ciltten kısaca dışarıdan. Genişletme, büyütme veya belirginleştirme için genellikle 3 temel yöntem kullanılmaktadır: (1) implant (çeşitli tipleri bulunur) ve (2) çene ucunu kaydırarak yapılan genioplasti, osteotomi ve ilerletme plaka ve vida ile sabitleme. Üçüncü bir alternatif ise çene için dolgu uygulamaları. Bu dolgulardan ilki, hastanın kendi yağ dokularından elde edilerek dolguya dönüştürülen (otojen) yağ enjeksiyonu, ikincisi Hyaluronik asit ve türevleri, üçüncü seçenek HA dışında kullanılan daha kalıcı sentetik dolgu malzemeleridir. Dolguların beklenti karşılama kapasiteleri hafif veya orta derecedeki şikayetler için yeterli olsada sadece implantla veya çene ucu kemik kaydırma işlemleri ile tatmin olacak çene ucu problemleri bulunur. Çene küçültülmesi durumunda ise genellikle üç temel yöntem bulunmaktadır: (1) osteotomi ve segment set-back ile küçültme genioplastisi, (2) mentumu küçültmek için tıraşlama ve (3) kemik kesme yani osteotomi.

    Çene Estetiği / Çene Ucu Estetiği Teknik Tanımlar

    Çene ucunu “Kaydırarak” kemik ilerletme ve plak vida ile tespit: Genioplasti

    Ağız içi yaklaşım ile uygulanır, kemik altı subperiostal planda dokular disseke edilerek, mentumun tamamı açılır ve her iki mental sinirin de tanımlandığından görülerek emin olunur. Mentumun orta hattı belirlenir ve testere ile kemiğe kesi (osteotomi) yapılır.

    Sinirlere zarar vermemek için sinirin kemikten çıktığı mental delik (foramen) seviyesinin en az 2 mm altında kalmaya özen gösterilir. Kemik segment hareketli (mobil) hale geldiğinde, önceden belirlenen mesafede segmenti ilerletmek için adım plakası kullanılır. Kemik çeneye vidalar yardımıyla tespit edilir. Kapatma sırasında, “cadı çenesi” oluşmaması için mentalis kasını orta hatta birleştirmek son derece önemlidir. Bu teknik hastalar tarafından pek tercih edilmez. Ağız içi cerrahiler dudaklara uygulanan ekartasyon derecesine bağlı olarak 1-2 hafta süren dışarıdan fark edilen şişlik ve deformasyona neden olabilir.

    Çene İmplantları

    Implant Seçimi ve Modifikasyonu

    İmplantın boyutu, şekli ve tipi, tercihe ve hastanın anatomisine dayalı olarak seçilir. Yaygın tipler arasında silikon (Silastik), gözenekli polietilen (Medpor) ve polyester örgüsü (Mersilene) implantlar bulunmakta. Medpor, kapsülleşmeyi sınırlar ve doku içine gelişimine izin verir, bu da grefti stabilize eder ve silikon implantlara kıyasla hareketi azaltır, ancak bu avantajları yani dokuya tutunması implantın yerinden çıkarılmasını zorlaştırır. Bununla birlikte Medpor implantların esnekliği yoktur ve bazen çene şekline iyi uyum sağlayamaz.

    Silikon implantlar, özellikle kemik zarı periost altına (subperiosteal) olarak yerleştirildiğinde daha fazla kemik rezorpsiyonunu tetikleyebilir; ancak kolayca şekillendirilebilir ve özelleştirilebilir, daha esnek olup daha küçük insizyonlardan geçmek için uygundur ve fibrovasküler gelişimi kısıtlayarak, yerleştirildikten yıllar sonra bile daha kolay çıkartılmalarını sağlar.

    Sonrasında, cerrah ve hasta implant şekil ve boyutunda karar verir. Doğru boyutu ve stili seçmek, bir cerrahın kariyeri boyunca gelişen ve öğrenme eğrisine tabi olunan bir sanattır, ancak yinde eğitim devam eder ve cerrah hiçbir zaman tam anlamıyla ustalaşılamayabilir. Hastanın tüm yüz özelliklerini üç boyutta tamamlayacak mükemmel bir implantı seçmek için büyük bir öngörü gerekir. Üç boyutlu şekillendirme teknolojileri gelişse de halen oldukça başlangıç aşamasında ve her hasta için özelleştirilememektedirler. Bu nedenle, cerrah iki boyutlu fotoğraflara bakmalı ve üç boyutlu bir strateji geliştirmelidir. Yıllarca biriken deneyimlerle cerrah, danışma sırasında birine bakarak ve optimal sonucu büyük olasılıkla verecek birkaç boyut ve stil hakkında bir fikre sahip olabilir.

    İmplantlar ağız içinden veya dışarıdan çene altı submental insizyon ile yerleştirilebilir. Tipik bir submental insizyon, implant boyutuna ve cerrah deneyimine bağlı olarak 1 ila 3 cm uzunluğundadır. Bazı durumlarda, yaklaşım hastanın veya cerrahın tercihine bağlıyken bazen eşzamanlı bir işlem uygulanıyorsa örneğin boyun germe veya platismaplasti gibi gıdı toparlama işlemi, burada çene implantı için aynı submental insizyon kullanılabilir. Her yaklaşımın çeşitli avantajları ve dezavantajları vardır. Kliniğimizde tercih edilen implant poröz polietilen içerikteki Medpor® implanttır. Bu implant, silikona göre çeşitli avantajlara sahiptir. Ağız içinden yaklaşım, genioplasti için tanımlanan yaklaşımla aynıdır. Mandibular sınırın açığa çıkarılması ve implantın sınır seviyesine yerleştirilmesi ağız içinden yaklaşımla daha zor olabilir. Cerrah, implantın yerleştirilip sabitlendikten sonra mental sinirin 2 mm aşağısında olmasını sağlamalıdır. Bazı durumlarda implant, sinir yerleşimi ve mentum şeklini karşılamak üzere özelleştirilebilir. Bir diğer implant tipi olan silikon veya poröz polietilen malzemelere şekil verilerek implant kişiye özel özelleştirilebilir. Silikon implantlar mutlaka vida ile kemiğe sabitlenir. Poröz polietilen kullanırken, kas yumağına sarılan implantlar için sabitleme gerekmeyebilir.

    Kişiye uygun boyut belirleme: Çoğu implant yalnızca üç ila dört boyutta (küçük, orta vb.) üretilir; ancak her tip ve markanın kesin ölçüleri farklılık gösterecektir. Makas veya ısı yardımıyla implantlar şekillendirilebilir.

    Çene Büyütme

    Kozmetik çene büyütme ameliyatı, genellikle ofiste lokal anestezi altında kolaylıkla ve düşük maliyetle gerçekleştirilen bir işlemdir. Bununla beraber ülkelerin ofis şartlarında hangi cerrahi işlemlerin yapılabilmesine izin verdiği yasal düzenlemelere uymak bir zorunluluktur.

    Ağız içi ve çene altı yaklaşımlarının birlikte değerlendirildiğinde görülebilecek sorunlar; iz (ağız içinde iz kalmaz, submental kesilerde minimal gözlenir), steril ortam (ağız içinde tükrükle implant arasında % 5-10 kontaminasyon olur), yerleştirilen implant uçlarının dışarıdan veya elle fark edilmesi (dışardan kesi ile yapılan girişimlerde ve implant çeneye göre büyük yerleştirilmiş ise nadir de olsa gözlenebilir), çene ucu mental sinir yaralanması, cadı çene ucu (witch’s chin) görüntüsü olarak sıralanabilir. Silikon implantlarda kontraktür denilen doku reaksiyonu, silikonun özellikle erkek hastalarda yer değiştirme riski ve üzerindeki kemikte erime yapma (korozyon, aşınma) potansiyeli de bulunur. Çene sinir zedelenmesine submental transkutanöz kesilerde daha az rastlanır.

    Çene Küçültme

    Belirgin çeneyi küçültmek için üç yöntem kullanılır: segmental çene ucunu geriye alma, ostektomi veya tıraşlama. Seçim, cerrahın sahip olduğu deneyim birikimi, rahatlığı ve hastanın ihtiyacına göre belirlenir. Lateral sefalogram (yandan kafa kemik görüntüleme) ölçüm tekniği, kemik kalınlığının ölçümlerinde sliding genioplasti gibi ameliyatlar için oldukça yararlı olabilir.

    Segmental çene ucu geri Alma: İntraoral yaklaşım kullanılarak çenenin bir bölümü kesilip geriye alınarak çenenin projeksiyonu azaltılabilir. Eğer çene dikey boyutta çok uzunsa, araya giren kemik bir bölüm çıkarılarak dikey yükseklik kısaltılabilir. İstenilen pozisyona getirildikten sonra kemik, plaklar ve vidalarla sabitlenir.

    Ostektomi:

    Segmental geriye almaya kıyasla daha basit bir seçenek olan ostektomi, çenenin ön kısmının basitçe çıkarılmasıyla gerçekleşir, böylece bir miktar yassı kemik bırakılır. Bu uygulamayla kemik boyut azaltma miktarı sınırlıdır ve çeneyi düzleştirme riski vardır. Altta yatan kemik değişikliklerini gizlemek için yeterli yumuşak doku kaplama şarttır.

    Çene Ucu Tıraşlama:

    Küçük azaltmalarda (genellikle 4 ila 6 mm arası), çenenin zımparalama yapan elmas uçlarla volümetrik küçültülmesi sağlanır. Bu özellikle sadece sınırlı bir küçültme gerektiren kalın kemiğe sahip hastalarda faydalı olabilir. Bu işlem, osteotomi ve plaklar/vidaların kullanılmasından kaçınmak isteyen hastalar için sıkça tercih edilen bir seçenektir. Cerrahi saha oluşan kemik talaşlarından iyi temizlenmezse, çenede sertlik ve hareketsizlik gözlenebilir.

    Çene Estetiğinde ikincil ilave dolgu yöntemleri

    Son dönemde dolgu maddelerinin ve yağ transferlerinin kullanımında ve popülerliğindeki artış, çenenin cerrahi olarak büyütülmesine alternatif minimal invaziv seçenekler sunmuştur.

    Çene üzerinde küçük yüzey düzensizliklerinde iyileştirmeler, yaşlanmaya bağlı hacim kayıplarının yerine konması ve çene yanak bileşiminde prejowl bölgesinin doldurulması için dolgu maddeleri veya yağ transferleri güvenli ve etkili çözümler olabilir. Enjeksiyonlar genellikle kemiğe yakın periostal alana veya dermise derin enjeksiyonlarla verilir.

    Materalin birleşme veya hızlı ayrışma riskinden dolayı, mentalis kasına direkt enjeksiyonlardan kaçınılmalıdır. Bu minimal invaziv tekniklerin avantajları daha kısa iyileşme süresi, kesilerin olmaması, daha hızlı iyileşme, genel anesteziden bağımsızlık, kolay uygulanma ve daha az maliyet olarak öne çıkar. Yağ transferinin %100 “kalıcılığı” beklenmese de, sonunda transferi sağ kalacak yağlar neredeyse kalıcı kabul edilebilir ancak dolgu maddeleri, çöülme oranlarına göre yeniden uygulanmalıdır. Bu amaçla en sık Hyaluronik Asit türevi dolgular kullanılır.

    Eş Zamanlı Estetik Uygulamalar

    Çene cerrahisi bazen diğer işlemlerle eşzamanlı bir arada yapılır. Yaygın eşzamanlı uygulamalar rinoplasti, gıdı şekillendirme ve boyun germe ameliyatıdır. Burun, çenenin karşıt dengeleyicisi olarak (yin ve yang gibi) düşünülebilir. Çenenin büyütülmesi burunun daha küçük görünmesini sağlayabilir ve burunun küçültülmesi çeneyi daha büyük gösterebilir. Burun ve çene arasında boyut uyumsuzluğu durumlarında, her iki yapının da dikkate alınması gerekir. En yaygın karşılaşılan durum genellikle büyük burun ve küçük/geride yerleşmiş çenedir. Eşzamanlı bir işlem planlanıyorsa, rinoplasti küçültme ve genioplasti büyütme durumunda, bir yapının diğerine olan etkisi göz önüne alınmalıdır; özellikle çenenin büyütülmesi azaltılabilir veya burunun küçültülmesi daha az agresif çalışılabilir. Estetik olarak hoş bir boyun, belirgin bir çene hattına (jawline) göre tanımlanır. Estetik ideal boyun, 90 ila 100 derece boyun/çene (cervicomental) açı ve platizma bant ve yatay çizgilenmelerinin belirgin olmaması durumunda görünür. Sadece çene implantı tek başına bu görünümü sağlamaya yeterli değildir.

    Jawline belirginleştirme veya yüze kontur verme (konturplasti, profiloplasti)

    Güvenilir dolgu malzemeleriyle çene boyun çizgisinin belirginleştirilmesi sağlanabilir. Özellikle daha “maskülen imaj isteyen” çene çizgisi belirsiz veya hatları silik kişilere çene köşesi/ucu ve arasındaki tüm hatta dolgu ile kontur sağlanabilir. Bu amaçla çene köşesi ve çene boyun sınırına polietilen içerikte poröz implantlar kişiye özel boyutlarda yerleştirilebilir. Birkaç seansla kalıcılığı her uygulamayla uzatılan bu yöntemlere elmacık kemiği, çene ucu, kaş üstü ve burun dolguları da eklenerek full face konturplasti uygulmaları gerçekleştirilebilir. Kliniğimizde burun dolguları sadece sınırlı kişi ve endikasyon için sadece en tehlikesiz alan burun sırtı için minimal uygulanmakta. Kıkırdak deformasyonu, bağların zedelenmesi ve damar içi enjeksiyonların neden olabileceği fatal komplikasyonlardan kaçınılması için burun ucu ve yan duvarlarına dolgu yapılmasına kesinlikle karşıyım. Ruhsatsız ellerde, kaçak işletmelerde korsan ürünlerin neden olabileceği komplikasyonlara girmiyorum bile. Dolgu ile dolduruşa gelmeyin. Süreci, ortamı, uygulama yapacak kişiyi, içinize sokulacak malzemeyi ve deneyimini sorgulayın.

    Komplikasyonlar

    Çene cerrahisinden sonra gelişen komplikasyonlar nadirdir. Hematom, enfeksiyon, kontur düzensizlikleri, implant kayması veya elle hissedilebilirlik ara sıra karşılaşılabilen durumlardır.

    Daha az görülen ancak olası olan komplikasyonlar arasında cadı çenesi, kapsüler kontraktür, sinir hasarı ve mimik hareket düzensizlikleri bulunmaktadır. Hematom nadirdir. Ameliyat sonrası hemen dönemde çenede akut ağrılı şişlik mevcutsa, başka bir şey kanıtlanana kadar hematom olarak değerlendirilir.

    Koruyucu antibiyotikler, özellikle çene implantı veya intraoral yaklaşım kullanılırken önerilir. Neyse ki, baş ve boyun kan akışı ve oksijen tedariki açısından ayrıcalıklı bir alandır, bu yüzden enfeksiyonlar nadirdir. Enfeksiyonlar artan kızarıklık, ağrı, bölgede sıcaklık ve muhtemelen ateş ve titremelerle ortaya çıkabilir. Erken tanı konulduğunda, geniş spektrumlu oral antibiyotikler ve yakın takip, ilk tercih edilen tedavidir. Antibiyotiklere rağmen enfeksiyon belirtileri ve semptomları kötüleşirse, implant hemen çıkarılmalıdır.

    Kontur düzensizlikleri, implantın elle hissedilebilir olması ve kayması olabilir. İmplant türü, implant yerleşimi ve uygun olmayan hasta seçimi bu sorunlarda rol oynayabilir. Tüm hastalar için ideal çene implantı her zaman olmayabilir. Genellikle kullanılan iki implant türü katı silikon ve gözenekli polietilen (Medpor®) dir. Katı silikon implantlar pürüzsüzdür ve doku içine yerleşmez; kemiklere sabitlenmemişlerse kayabilir ve hareket edebilirler. Ayrıca kapsülleşme olasılıkları daha yüksektir, bu da kontur düzensizliklerine ve görünürlüğe neden olabilir. Gözenekli polietilen serttir ve mentuma şekil verme ve uyarlama biraz daha zor olabilir. Doku içine büyüme gerçekleşir, bu da implant hareketi açısından bir avantaj oluşturur.

    Çene Estetiği Ameliyatlarında Zamanlama

    Her ameliyat ve estetik amaçlı girişim için ameliyat tekniği kadar önemli olan prametre zamanlamadır. Çene estetiği uygulamaları 18 yaş üstü kişilere uygulanabilir. Ameliyat öncesi operasyon süreci hakkında detaylı ve özenli bilgi alışverişi, kaliteli iletişim yolunun açık olması, bütünsel yüz analizi, varsa sistemik hastalık ve kullanılan kanı sulandıran veya yara iyileşmesine etki eden ilaçların hekime bilgi verilmesi en önemli sürdürülebilir başarı kriterleridir.

    Sosyal Medya

    Sosyal medyada paylaşılan öncesi sonrası fotoğraflar planlama yaptığınız ameliyatın başarısı hakkında doğru bir bilgi veremez. Her kişinin ameliyat beklentisi, kendisine yapılacak işlemler ve yara iyileşme kapasitesi farklıdır. Ucuz öngörü programları ve artırılmış gerçeklikle filtrelenmiş paylaşımlardan ziyade sorgulama ve bilinçli farkındalıkla yapılan tercihler her zaman daha güvenilir ve kalıcı sonuçlara ulaşmanızı kolaylaştıracaktır.

    Doç.Dr. Nedim Sarıfakıoğlu

    <h3 style="text-align: center; color: #232323 !important;">Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi</h3> <strong style="width: 100%; display: block; text-align: center; color: #fff !important;">Soru / Mesaj Gönderin</strong>




      Estetik Check-Up'tan geçmek İstiyorumEvetDaha Sonra

      X
      CHECK-IN