Whatsapp

0312 284 86 76 0544 847 28 47

tepe-prime-logo
Home / Size Özel  / Bunları Biliyor musunuz?  / Plasebo Etkisi

Bize Ulaşın

    Adınız (*)

    Epostanız (*)

    Telefon (*)

    Mesajınız

    Plasebo Etkisi

    placebpo_yy34po1_500

    Plasebo kelimesi tıp literatürüne Latince kökenli “to please” kelimesinden türetilerek ilk kez 1785 de kullanılarak girmiştir.

    Plasebo etkisi, farmakolojik olarak “etkisiz” bir ilacın “Telkine” dayalı bir etki ortaya çıkarma halidir. Günümüzde sahte cerrahi ve alternatif bazı tedavi yöntemleri de bu adla adlandırılır.

    Plasebonun fiziksel anlamda tedaviye yönelik bir gücü yoktur. Sahip olduğu tedavi gücünü, verilen ilacın “işe yarayacak” ilaç olduğunu düşünen hastadan alır. Bununla beraber, elde edilen sonuç şaşırtıcı olarak ölçülebilir, gözlemlenebilir ve hatta iyileştirici etkinliktedir.

    Plasebo tıbbın bilimsel olarak açıklayamadığı bir yönüne “insanların istemeleri halinde kendi kendilerini iyileştirme gücü”ne yöneliktir. Bu aynı zamanda insanların aksi yönde düşünmeyi sürdürerek “hasta” da olabileceklerini kanıtlayan bir düşünce mantığıdır.

    Tıbbi olarak kurtulma olasılığı zayıf görülen birçok hasta, tıbbın çözüm bulamadığı kanserin tedavisinde dahi çoğunlukla, yüksek moral ve iyileşme azmi ile bu etki altında iyileşmeyi başarmıştır.

    Bazı dirençli ağrı, depresyon, mide barsak sorunları olan kişilerde bu iyileşme oranı % 60 lara kadar yükselir. Günümüzde sıklıkla kullanılan birçok psikoaktif ilacın tedavi edici etkinliği plasebodan daha yüksek değildir. Kirsch, prozac benzeri etki eden ve tüm antidepresanların gerçek tedavi yerine plasebo etki ile iyileşme sağladığını ileri sürerek kullanılmalarının “yararsız” olduğunu ileri sürer (Kirsch, 1998). Kirsch çalışmasında, kişinin inancı, tedavi olma kararlılık ve isteği ile umudunun bedende çok etkin bir “biokimyasal dönüşüme” neden olarak tedavi sağladığını düşünüyor. Duyusal tecrübe ve düşüncelerin sinir kimyasına olan etkileri uzun zamandır bilinmekte. Sadece dokunma, ilgi, dikkat ve kişilerarasındaki iletişim kalitesinin gibi değişkenlerle oynayarak kişilerde “iyileştirici bir kimyasal dönüşümü”  tetiklediğimizi biliyoruz.

    plasebo effect 2

    İşte plasebo, yeterince azmi olmayan fakat tıbben tedavisi de bulunmayan hastalıkların “bu ilaç sana çok iyi gelecek ama senin de çabalaman lazım” sözleri ile pazarlanan ancak iş gören bir tekniktir.

    Bazı zamanlar ise hiçbir hastalığı bulunmayan ama doktor kapıları aşındıran “hastalık hastalarının” tek reçeteli ilacıdır. Plasebo gayrı resmi yazışma dilinde ve halk arasında yararlı tıbbi içeriği bulunmadığını ifade etmek için bazen “şeker hapı” olarak da adlandırılır. Bu amaçla kullanılan içerik çoğunlukla nişastadır.

    Yüzyılın başında Plasebonun “güçlü klinik etkinliği” bilimsel olarak cerrahi alanda da gösterilmiştir. Bir çalışmada 10 diz operasyonundan sekizinde sadece cildi kesisi sonrası kapatılan “plasebo cerrahi grubunda” hastaların altısında 6 ay sonrasında “tam iyileşme” gözlemlemiştir (Hróbjartsson, Götzsche, The NEJM: 2001).

    Kalp cerrahı Leonard Comb, göğüs içinde 2 ana damarı bağlayarak kalbe giden kan miktarını artırdığını ve hastalarda % 90 oranında iyileşme sağladığını bildirdiği çalışmada aynı sonucu sadece cilde kesi yapıp kapatarak (yani damarları bağlamadığı) hastalarında da (sahte cerrahi grubu) aynı oranda elde etmiştir (http://www.nytimes.com/2000/01/09/magazine/the-placebo-prescription.html).

    Tüm bunların yanında, araştırmacılar plasebo etkisinin kişinin genetik yatkınlığıyla ilgili olabileceğini düşünmekte. Hiçbir ilaç ve tedavi vermeden elde edilen iyileştirici sonuç elbette bu tedavilerin şarlatanların elinde suistimal edilmesine neden olabilmekte. Organik beslenme, Ekosantrik yaşam ve Tamamlayıcı/Alternatif Tıp adı verilen ve tüm dünyada giderek taraftar ve kullanıcı bulan tıbbın “kanıta değil, telkine dayalı” bu alanında aldatılmamaya, tedaviyi ve uzmanlığı sorgulamaya devam etmemiz ve bağımlı olmamamız gerekli.

    Her düşüncenin bir enerjisi olduğunu ve enerjinin kaybolmadan sadece dönüştüğünü biliyoruz.

    Bu enerjiyi doğru yönde biriktirme, kullanma ve tüm evrende iyi, güzel ve doğru için yönlendirmek bizim farkındalık ve sorumluluğumuzda. Plasebo etkisinin nörokimyasal etkinliği için bilim laboratuarlarında kendi sinir ve zihin dünyamızla ilgili sabırsızca keşfedilmeyi bekleyen binlerce “kanıt “olduğunu düşünüyorum.

    O zamana kadar C. Sagan diyorum: “ Kanıtın Yokluğu, Yokluğun Kanıtı Olamaz”.

    placebo

    Doç.Dr. Nedim Sarıfakıoğlu

    <h3 style="text-align: center; color: #232323 !important;">Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi</h3> <strong style="width: 100%; display: block; text-align: center; color: #fff !important;">Soru / Mesaj Gönderin</strong>




      Estetik Check-Up'tan geçmek İstiyorumEvetDaha Sonra

      X
      CHECK-IN