Frida Kahlo’dan mesaj: Görünümler aldatıcı olabilir. Her şeye rağmen Viva La Vida !
Frida Kahlo, otoportreleriyle hayatını ve imajını kendi şartlarına göre yansıtan bir sanatçı. Eserlerinde Meksika kimliğini, acılarını, bıyık ve tek parça kaşını olduğu gibi sunar. Hikayesi, dünyanın en güçlü kadınının bir kahramanın yolculuğudur.
Güçlü bir feminist olan Kahlo’nun kalın kaşı şu ifadenin özetidir: “Bir kadının nasıl görünmesi gerektiğine dair beklentilerinizi karşılamak için kendimi ifade etmemi engellemeyeceğim.” Kahlo’nun kaşı, evet çocukluğundan kalma bacağındaki deformiteyle birlikte onun kim olduğuna ve kadın çekiciliğe dair basmakalıp düşünceleri reddeden sembolik bir karşı çıkış.
2018’de ticari kusursuz Frida Kahlo Barbie‘si tanıtıldığında, idealize edilmiş fiziksel oran ve özellikleri herkesten onay almış gibi görünüyordu. Ancak, kaşının tıraşlanmış, bıyık ve sakallarının görünmemesi büyük tartışma yarattı; bu çaba, Kahlo’nun hayat ve sanatındaki travmalardan beslenen otantik ifadesini değersizleştirme olarak görüldü.
Kahlo, canlı pembe ve yeşil renklerle dolu karpuzları resmeden son çalışmasında, zorluklar ve acılarla dolu yaşamına rağmen nesiller üzerinde güçlü ve kalıcı bir etki bırakacak şu veda mesajını bırakır: “Viva la Vida” (Yaşasın Hayat).
O dış görünümüyle toplumdan onay almak için birbirlerine benzemeye çalışan değil, kendilik bilincini, özgünlüğünde arayan, bulabilen ve en önemlisi bunu ifade edebilen, gölge tarafından beslenen bir kahraman.
Kahlo’nun alışılmadık ve dikkat çekici kaşı onun, 40’lı yıllarda, bugün için hala ilerici olan, yapmacık güzellik ideallerine nasıl meydan okuduğunu anlatır. Onun imajı, idealize edilen “normal” kavramının, dar sosyal normlarla kendilerine dayatıldığını hisseden kadınlar için hala güçlü bir ilham kaynağı.
Not: Sophia Hadijipanteli günümüzde Frida’nın kaş stiliyle dikkat çeken güney Kıbrıs’lı bir model.