Descartes“Expectobonum, ergosum” ve Wabi – Sabi
Descartes sadece kuşku duymaktan kuşku duyulmaması gerektiğini savunur. Akıl çalışmak, açılmak ister.Spinoza buna şüphe der. Modern zamanlarda biz buna sorgulama bilinci diyoruz. Ortak payda, her gerçek veya gerçek görünenin arkasında farklı ve saklı bir başka gerçek yatıyor olabileceği yani gerçeğin örtülü dereceli göreceli katmanlı olduğu ve her kişiye ancak o kişinin bilgi, deneyim, kültür, bakış açısı, ön kabul/inanç ve algı düzeyine göre farklı farklı yüzlerini görünür, anlaşılır, algılanır kıldığıdır. Yani bilinçlenme süreci sorgulama ile başlar.
Bu sezgisel kavrayışla gelinen“düşünmek için ancak var olabilme gerekliliği” bizi o ünlü önermeye “Düşünüyorum, o halde varım (cogito, ergosum)” sözüne götürür. Descartes için bu kendi var oluşunun aksiyomatik özbilgisidir,bu bilginin bedensellikveya fizik dünyayla ile hiçbir ilişkisi yoktur. Düşünen bir varlık olduğu bilgisini edinmesi, kendisini ve tüm dünyayı dolaysız anlaması için bir ilk adım önemindedir. Düşünen ben bilgisi ile Descartes; akıl yürüten, anlayan, anlamlandıran, sorgulayan, kıyaslayan, algılayan, tasvir eden, sonuç çıkaran işlevleriyle (bilinciyle) var oluşunu taçlandırır, yüceltir.
Var olabilmek için düşünmenin, sorgulamanın, bilgi ve bilinç basamaklarını adımlayarak sindire sindire insan olmanın onur ve kıvancıyla yaşamanın iyi görünmeye feda edildiği zamanlarda yaşıyoruz. Sosyalleştiğini sandıkça daha çok içine kapanan, kalabalıklarda yalnızlaşan yeniçağın pasif agresif insan özellikleri bunlar. Yüzeysel, çeperde,reaksiyonel, gergin, alıngan, aldatıcı bir hayat yaşayan, ancak tüketerek kendini var edebilen, anlık ilişkilerle ayakta kalabilen taklitçi bu türün tek derdi nasıl göründüğü, kimler tarafından ne kadar beğenildiği,gördüğü ilgi ve takdir. Sorgulamadan veiçine doğduğu çevrenin bitmeyen yas ve mateminde yaşayan, mutluluğu var olmanın paha biçilmez yeganeliğinde değil efendilerinin beğenilerinde arayan bu nesil, toplumda sadece tükettiği ve nasıl göründüğü kadar kabul, rağbetve ilgi gördüğünün farkında.
Descartes için görünüm ve bedensellikten bağımsız kendi var oluşunun açık bilgisi “Düşünüyorum, o halde varım (cogito, ergosum)” sözüyle ifade edilirkengünümüzde bu söz,bir bilinç göstergesi olan sorgulamadan bağımsız olarak“İyi görünüyorum, o halde varım (expectobonum, ergosum)” haline dönüştü.
Bir plastik cerrah olarak bizlere verilen insan bedenine, o eşsiz imaja,kişinin psikososyal kariyerine kadar etki ve sonuçları olacak olan “el atma” hakkını kullanırken, hastanın sorgulamadan bağımsız oluşan “iyi görünmek” isteğinin altında yatan asıl ihtiyacın“iyi hissetmek” olduğunu ve hasta tarafından atlanan bu sorgulamayı bizlerin yapması gerektiğini hatırlatmak isterim.
Japonların bir kelimeyle onlarca kitap dolusu yaşam bilgisini eksiksiz özetleyenevrensel, iyileştirici, bütünleyici bir kavram olan “wabi-sabi” ile kalın, hayatın içinde kalın. Kendiliğinden iyi görüneceksiniz. Kazanacağınız dengeniz sağlığınızın, uyumunuz güzelliğinizin garantisi olacaklardır.